OSB Olan Çocuklarda Ortak Dikkat Gelişimi
OSB Olan Çocuklarda Ortak Dikkat Gelişimi

OSB Olan Çocuklarda Ortak Dikkat Gelişimi

Tarih : 22.10.2020

Ortak dikkat, basitçe iki ya da daha fazla bireyin aynı dışsal uyaran üzerine aynı anda odaklanması olarak tanımlanabilir (Baldwin, 1995). İlk yılın ortalarında bebeklerin yetişkin ile etkileşimlerine çevreden nesneleri dahil etmeleri ile bu bilgi ortaya çıkmaya başlar. Bebeklerin gelişimin erken dönemlerinde dışsal bir nesneyi yetişkin ile etkileşime dahil etmeye başlaması üç şekilde ortaya çıkmaktadır: 1) dikkati paylaşma, 2) dikkati izleme ve 3) dikkati yöneltme. Bu üç davranış, ikili (dyadic) etkileşimden, üçlü (triadic) etkileşime geçişi işaret etmektedir ve bu davranışların temel özelliği, bebeğin nesne ve yetişkin arasında bakışının yönünü değiştirmesi ve yetişkinin bir nesneye tepkisini izlemek için yeniden yetişkine bakmasıdır (Carpenter ve diğ., 1998). Tomasello (1995), ortak dikkatin yalnızca iki insanın aynı zamanda aynı yere bakması ya da bir birey bir nesne ile etkileşim içinde iken diğer bireyin onu izlemesi olarak ele alınamayacağını ifade etmiştir. Tomasello’ya göre ortak dikkat bağlamında çocuk, ilgi odağını nesne ve bireye koordine ederken aynı zamanda yetişkin de aynı nesne ve çocuk üzerine dikkatini koordine eder. Hem çocuk hem de yetişkinin ilgisini koordine etmesi ortak dikkatin en önemli bileşenidir. Ortak dikkat etkileşimindeki koordineli dikkat, bireyin etkileşimdeki diğer bireyin aynı varlık üzerinde ilgisini odakladığını anlaması üzerine kuruludur. Koordineli dikkat, çocuğun etkileşimde yer alan diğer katılımcıyı bir nesne olarak değil, kendisi gibi çevresindeki belirli olaylara dikkatini veren bir birey olarak anladığına işaret eder.

Ortak dikkat davranışları, yetişkinin gösterdiği ya da yetişkinin baktığı yere bakmak gibi ortak dikkati yanıtlama ve ilgisini çeken bir oyuncağa bakmak, ardından yetişkinin gözlerine bakarak ve oyuncağı göstermek gibi ortak dikkat başlatma olmak üzere iki işlevsel kategoriye ayrılmaktadır. Ortak dikkati yanıtlama, bebeğin ortak odağı paylaşmak amaçlı diğerlerinin jestlerini ve bakış yönünü izlemesi olarak tanımlanabilir. Ortak dikkat başlatma ise bireyin, çevresindeki kişilerin dikkatini kendisine, nesnelere ya da olaylara yönlendirmek için jestler ve bakışlarını kullanması olarak tanımlanmaktadır. Ortak dikkat başlatma, diğer bireylerle deneyimleri ve ilgileri paylaşma işlevi ile ortaya çıkmaktadır (Mundy ve Jarrold, 2010). Temel olarak ortak dikkat başlatma ve yanıtlama davranışlarının başlaması, bebeklerin çevresindeki yetişkinin ve diğer bireylerin kendisi gibi amaçlı varlıklar olduğunu, kendisi gibi dikkatini paylaşabilecek ya da dikkati yönlendirilebilecek varlıklar olduğunu anlamasına işaret etmektedir (Carpenter ve diğ., 1998). Bu kişiler arası gerçek bir paylaşımdır ve gelişimde önemli bir role sahiptir (Tomasello ve Carpenter, 2007). Normal gelişim gösteren çocuklarda ortalama 9. ayda ortak dikkat bağlamına katılım, 10.5. ayda nesneyi manipüle ederek ortak dikkat başlatma, 11. ayda yetişkinin işaret ettiği yere bakarak ortak dikkati yanıtlama ve 12. ayda işaret ederek ortak dikkat başlatma becerileri ortaya çıkmaya başlamaktadır (Carpenter ve diğ., 1998).

OSB olan çocuklar ile normal gelişen çocuklar arasında, özellikle iletişim amacı bir nesne hakkında ilgiyi ya da dikkati paylaşmak olduğunda, iletişim amaçlı jest kullanımlarında belirgin farklılıklar ortaya çıkmaktadır (Camaioni ve diğ., 2003). OSB olan çocuklarda görülen iletişim bozukluklarından birinin, ortak dikkat davranışlarının kazanılmasında yaşanan güçlüklerle ortaya çıktığı söylenebilir. Sınırlılık yaşanılan ortak dikkat becerileri kapsamında; deneyimlerini diğer bireylerle paylaşmak amacı ile jestlerin kullanılmasında, göz kontağının kullanılmasında, bakışın yönünü değiştirmede bozukluklar görülmektedir (Mundy ve Markus, 1997). OSB olan çocuklarda ortak dikkat becerilerinde görülen bu bozukluklar, jestler gibi OSB’nin erken dönem tanı özelliklerinden biridir (Thurm, Bishop ve Shumway, 2011).

Dawson ve diğerleri (2004), ortalama 43 aylık OSB olan çocukların sosyal oryantasyon, ortak dikkat ve diğer bireylerin rahatsız olma durumlarına dikkat gibi sosyal davranışlarını zeka yaşlarına göre eşleştirilmiş, normal gelişen ve gelişim geriliği olan çocuklarla (Down sendromu ve gelişimsel gecikmesi olan çocuklar) karşılaştırmışlardır. Araştırmanın sonucunda OSB olan çocukların bütün değişkenlerde normal gelişim gösteren ve gelişim geriliği olan gruplara göre anlamlı derecede düşük performans gösterdikleri bulunmuştur. Araştırmada OSB tanılı çocuklar, hem normal gelişen hem de gelişim geriliği olan çocuklardan anlamlı derecede daha az ortak dikkat başlatma ve yanıtlama davranışı sergilemişlerdir. Gelişim geriliği olan çocuklar ile normal gelişen çocukların ortak dikkat başlatma ve yanıtlama davranışları arasında ise anlamlı bir farklılık görülmemiştir. Araştırmanın sonucunda ortak dikkatin tek başına OSB olan çocukları %83 oranında doğru sınıfladığı bulunmuş dolayısı ile ortak dikkat davranışlarının, tek başına OSB olan ve olmayan çocukları yüksek bir oranda ayırt ettiği öne sürülmüştür. Ortak dikkat alanında yaşanan sınırlılıkların OSB olan bireyler için ayırt edici özellik olduğunu bulan boylamsal bir çalışma da Sigman ve Ruskin (1999) tarafından yapılmıştır. Sigman ve Ruskin’in yaptıkları araştırmanın sonucunda, ortak dikkat başlatmada ve yanıtlamada, sembolik oyunun bazı biçimlerinde, diğerlerinin duygusal durumlarına tepki vermede ve akranlarla etkileşim başlatma davranışlarında OSB olan çocukların kendi tanı grubuna özgü sınırlılıklar gösterdikleri bulunmuştur. Araştırmanın sonucunda elde ettikleri bulguların ışığında araştırmacılar, ortak dikkat davranışlarının OSB olan çocukların özgün ve diğer gruplardan farklı biçimde sorun yaşadıkları bir alan olduğunu iddia etmişlerdir.

OSB olan çocuklarda bozukluğun semptomları, normal gelişen çocuklarda ortak dikkat gelişiminin başladığı dönemle aynı dönemde görülmeye başlamakta (Thurm ve diğ., 2011) ve OSB olan çocuklarda hem ortak dikkat başlatma hem de ortak dikkati yanıtlama becerilerinde sınırlılıklar görülmektedir (Sigman ve Ruskin, 1999). Wetherby ve diğerleri (2007), OSB olan çocukların 18-24 ay arası sosyal gelişim davranışlarını incelediklerinde, OSB olan çocukların ortak dikkati yanıtlama (bakılan ve gösterilen yeri izleme), iletişim sıklığı ve ortak dikkat başlatma davranışlarında normal gelişen ve gelişim geriliği olan akranlarından anlamlı derecede düşük performans gösterdiklerini, nesne ve yetişkin arasında bakışı değiştirme davranışları oranının da iki gruptan daha düşük olduğunu bulmuşlardır. Ortak dikkatte yaşanan bu sınırlılığın OSB’ye özgü bir bozukluk olduğu öne sürülmektedir (Shumway ve Wetherby, 2009). Kronolojik yaşı daha büyük çocuklarla bir çalışma yapan Lewy ve Dawson (1992), 37-70 aylık okul öncesi OSB tanılı çocukların alıcı dil performanslarına göre (ortalama 20-22 ay) eşleştirilmiş normal gelişen ve Down sendromlu çocuklarla ortak dikkat başlatma davranışlarını karşılaştırmışlar ve diğer araştırmalarla benzer olarak OSB olan çocukların ortak dikkat başlatma davranışlarında her iki gruptan düşük performans gösterdiğini bulmuşlardır. Bu araştırmalardan da görüldüğü üzere ortak dikkat alanında yaşanan sıkıntılar OSB olan çocuklarda gelişimin erken dönemlerinde görülebilmekte, gelişimin ilerleyen dönemlerinde de devam etmekte ve OSB olan çocukları normal gelişen ve gelişim geriliği olan çocuklardan ayırt edebilmektedir.

OSB olan çocuklarda hem ortak dikkat başlatma hem de ortak dikkati yanıtlama davranışlarında gelişimin erken dönemlerinde sınırlılıklar görülmektedir (Lord ve diğ., 2000; Stone, Coonrod ve Ousley, 2000). Ortak dikkat yanıtlama erken dönemlerde OSB olan çocuklar için ayırt edici bir özellik iken gelişimin ilerleyen dönemlerinde ortak dikkati yanıtlamada görülen güçlükler azalmaya başlamaktadır (Mundy ve Jarrold, 2010). Mundy, Sigman ve Kasari (1994), çalışmalarında bilişsel gelişim evresi 30-36 ay arasında OSB olan çocuklarda ortak dikkat yanıtlama becerilerinin ayırt ediciliğinin düştüğünü bulmuşlardır. Otizm Tanı Gözlem Ölçeği’nde de (Autism Diagnostic Observation Schedule, ADOS) Modül 1’de ortak dikkati yanıtlama ve başlatma tanı ölçütleri içinde yer alırken, Modül 2’de sadece ortak dikkati başlatma tanı ölçütleri içinde yer almaktadır. Modül 1, tutarlı biçimde sözel ifade kullanmayan çocukları değerlendirirken; Modül 2, sözel ifade kullanan fakat akıcı biçimde sözel ifade üretmeyen çocuklar için kullanılmaktadır (Lord ve diğ., 2000). Ortak dikkat başlatma alanında yaşanan sınırlılıklar, kronolojik yaşın ve zeka yaşının büyümesi ile de devam etmektedir (Leekam, Baron-Cohen, Perrett, Milders ve Brown, 1997). Hobson ve Hobson (2007), çalışmalarında kronolojik yaşları ortalama 11,5, sözel zeka yaşları ise ortalama 6 olan OSB bozukluğu olan çocukların, kronolojik yaşlarına ve dil performanslarına göre eşleştirildikleri farklı engel gruplarındaki çocuklardan (öğrenme güçlüğü olan, zihinsel engeli olan, gelişimsel gecikme gösteren çocuklar) daha az ortak dikkat başlatma davranışı sergilediklerini bulmuşlardır. Bu bulgu OSB olan çocuklarda, yaş ve dil performansları artmakla beraber ortak dikkat başlatmada yaşanılan sınırlılıkların devam ettiği tezini desteklemektedir.

Sonuç olarak OSB olan çocukların ortak dikkat alanında güçlükler yaşadıkları araştırma bulguları ile desteklenmektedir. Alanyazın göz önüne alındığında ortak dikkat becerilerinde yaşanan güçlüklerin OSB’ye özgü olduğu ve otizmin ayırt edici özeliklerinden biri olduğu söylenebilir. OSB olan çocuklarda ortak dikkat erken dönem tanı göstergelerinden biri olarak ele alınmaktadır. Ortak dikkati başlatma ve yanıtlama davranışlarının her ikisi de erken çocukluk döneminde tanılama için önemli davranışlar iken gelişimin ilerleyen dönemlerinde ortak dikkat yanıtlama becerilerinde yaşanan güçlükler azalmakta, ortak dikkat başlatma becerilerinde ise güçlükler yaşanmaya devam etmektedir. Ortak dikkat becerilerinin bir erken dönem sosyal iletişim becerisi olması (Carpenter ve diğ., 1998) ve dil ile ilişkili olması (Bono, Daley ve Sigman, 2004; Dawson ve diğ., 2004; Toth ve diğ., 2006) nedeniyle ortak dikkat becerilerinde yaşanan sınırlılıkların OSB olan çocukların dil ve iletişim gelişiminde önemli bir yeri olduğu düşünülmektedir.

Kaynak: Ökcün-Akçamuş, M.Ç. (2016). Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Çocukların Sosyal İletişim Becerileri ve Dil Gelişim Özellikleri. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 17(2), 163-190. DOI: 10.21565/ozelegitimdergisi.246293

Eğitim Çocuğu Sevmekle Başlar. M. Kemal Atatürk