OSB Olan Çocuklarda Biçimbirim Bilgisi/Sözdizimi Gelişimi
OSB Olan Çocuklarda Biçimbirim Bilgisi/Sözdizimi Gelişimi

OSB Olan Çocuklarda Biçimbirim Bilgisi/Sözdizimi Gelişimi

Tarih : 15.09.2020

Biçimbirim bilgisi, sözcüklerin kendi içinde düzenlenmesi ile ilgilidir (Owens, 2012). Başka bir ifade ile biçimbirim bilgisi, sözcük yapıları ve dilbilgisel yapıları (ekleri) içerir (Hedge ve Maul, 2006). Sözcükler bir ya da daha fazla biçimbirimden oluşurlar. Biçimbirim, dilde anlamlı en küçük birimlerdir. Biçimbirimler kendi içlerinde bağımlı biçimbirim ve bağımsız biçimbirim olmak üzere ikiye ayrılırlar. Bağımsız biçimbirimler tek başına anlam ifade eden “at” gibi sözcüklerden oluşurken; bağımlı biçimbirimler “-lar”, “-cı” gibi tek başına anlam ifade etmeyen ve yanına eklendikleri sözcükler ile anlam kazanan, eklendikleri sözcüğe dilbilgisel anlam katan biçimbirimlerdir (Owens, 2012). Sözdizimi ise cümle içinde sözcüklerin sıralanışı, cümle düzeni ve sözcük ilişkilerini düzenleyen kurallar sistemidir. Cümle yapısı sözdizimi kuralları ile şekillenir ve bu kurallar ile sözcük, sözcük öbeği, yan cümle sıralanışı ve sözcükler arası ilişki, sözcük sınıfları ve diğer cümle bileşenleri düzenlenir. Sözdizimi kuralları ile hangi sözcük sıralanışının kabul edilebilir ve dilbilgisel olarak uygun olduğuna, hangilerinin uygun olmadığına karar verilir (Owens, 2012).

OSB olan çocuklarda biçimbirim bilgisi gelişimi normal gelişim gösteren çocuklarla benzerlikler göstermekle birlikte bazı farklılıklar da görülebilmektedir (Kuder, 1997). Alanyazında, OSB olan çocuklarda biçimbirimlerin kazanımında bir bozukluk olmadığı, sadece bir gecikmeden söz edilebileceği yönünde (Tager-Flusberg ve diğ., 1990) ve OSB olan çocuklarda bazı biçimbirimlerin kazanımında bozukluk olduğu yönünde (Bartolucci, Pierce ve Streiner, 1980) iki grup tartışma söz konusudur. OSB olan çocuklarda dilbilgisel bileşenlerin kazanımında sendroma özgü bir bozukluktan ziyade bir gecikme olduğunu öne süren Tager-Flusberg ve diğerleri (1990), OSB olan çocukları yaşlarına göre ve ortalama sözce uzunluklarına (OSU) göre eşleştirdikleri Down sendromlu çocuklarla karşılaştıran boylamsal bir çalışma yapmışlardır. Araştırmada katılımcı çocukların OSU’larının, sözcük dağarcığının ve sözdizimi karmaşıklığı indeksinin (Index of Productive Syntax) 12-26. aylar arasındaki gelişimi incelenmiştir. Araştırmanın sonucunda OSB olan çocukların, Down sendromu olan çocuklarla aynı gelişimsel süreci izlediğini ve bu sürecin normal gelişen çocukların dil gelişimi ile de benzer olduğunu bulmuşlardır. Araştırmacılar, dilbilgisel karmaşıklığın ve sözcük dağarcığının OSB olan çocuklarda temel sorunlu alanlardan biri olmadığını öne sürmüşlerdir. Araştırmanın ilgi çekici sonuçlarından biri, OSU’su üç ve üçün üstünde olan çocukların sözdizimi karmaşıklıklarının Down sendromlu olan çocuklara göre daha düşük olduğunun bulunmasıdır. Araştırmacılar bu durumu, OSB olan çocukların OSU’ları artmasına rağmen kendiliğinden konuşmalarında daha sınırlı dilbilgisel yapı kullanmaları ile ilişkilendirmişlerdir.

OSB olan çocukların kullandıkları dilin dilbilgisel yapısını inceleyen araştırmalar biçimbirim bilgisi gelişimi ile ilgili bilgi vermektedir. Bartolucci ve diğerleri (1980), yaptıkları çalışmada OSB olan çocukların biçimbirim kullanımını, sözel olmayan zeka yaşlarına göre eşleştirdikleri zihinsel engelli çocukların ve normal gelişen çocukların biçimbirim kullanımı ile karşılaştırmışlardır. Çalışmanın sonucunda, anadili İngilizce olan OSB’li çocukların özellikle article (a, the), yardımcı fiil, bağlaç, geçmiş zaman eki, geniş zaman üçüncü şahıs ekleri ve şimdiki zaman ekinde normal gelişen çocuklardan daha sık biçimbirim atma davranışı gösterdiklerini, fakat zihinsel engelli grup ile aralarında anlamlı bir farklılık olmadığını bulmuşlardır. OSB olan çocuklarda biçimbirim atma oranı ile sözdizimi karmaşıklığı arasında anlamlı bir ilişki bulamayan araştırmacılar, biçimbirim atmanın OSB olan çocuklarda genel bir dil gelişim gecikmesine bağlı olmadığını, aksine özgün bir gecikmeden kaynaklanabileceğini öne sürmüşlerdir.

OSB olan çocukların dil gelişimlerinde kendi içinde alt gruplar olduğu öne sürülmektedir (Kjelgaard ve Tager-Flusberg, 2001; Roberts, Rice ve Tager- Flusberg, 2004). Roberts ve diğerleri (2004), 5-15 yaş arası OSB olan çocuklarda geniş zaman üçüncü tekil şahıs eki (say/s, do/es) ve geçmiş zaman eklerinin (rake/d), play/ed) dil gelişim alt gruplarına göre farklılaşıp farklılaşmadığını inceleyen bir araştırma yapmışlardır. Sözcük dağarcığı performanslarına göre OSB olan çocukları normal puan diliminde, sınırda ve düşük puan diliminde olmak üzere üç grupta ele almışlardır. Araştırmanın sonucunda, düşük dil puan diliminde olan OSB’li çocuklarda özgül dil bozukluğu olan çocuklarla benzer biçimde, hem geniş zaman üçüncü tekil şahıs hem de geçmiş zaman eklerinde ek atma ya da hiç ek kullanmama gibi sorunlar olduğunu bulmuşlardır. Normal puan dağılımında görünen çocukların daha az geçmiş zaman ve üçüncü şahıs geniş zaman eki hatası ve atması yaptıklarını, en fazla ek hatası ve atmayı ise en düşük sözcük dağarcığı grubunda olan çocukların yaptıklarını bulmuşlardır. Özgül dil bozukluğu olan çocuklardan farklı olarak, anlık ekolali ve geçmiş yanıtların tekrarlanması hataları görülmüştür. Araştırmacılar, bu durumun çocukların görevi ya da istenilen şeyi anlamakta güçlük yaşamalarına bağlı olabileceğini öne sürmüşlerdir. Araştırmacılar, OSB olan çocuklarda bazı ek atmaların, yapısal bir bozukluktan değil sohbet bağlamını anlayamamalarından kaynaklanabileceğini, dolayısı ile ek atma nedeninin kullanım bilgisi bileşeninde yaşanılan sıkıntılardan kaynaklı olabileceğini öne sürmüşlerdir.

OSB olan çocukların zaman eki kullanımlarını inceleyen Bartolucci ve Albers (1974), 3-6 yaş arası OSB olan çocukların, zihin engelli ve normal gelişen çocuklarla karşılaştırıldıklarında geçmiş zaman eklerine ilişkin görevlerde her iki gruptan daha düşük performans sergilediklerini bulmuşlardır. Araştırmacılar bu bulguyu, OSB olan çocuklarda biçimbirim gelişimindeki bozuklukların, zihin engelli çocuklarda görülen bozukluklardan farklı olduğu yönünde tartışmışlardır. Çalışmaların tümüne genel olarak bakıldığında, OSB olan çocuklarda geçmiş zaman eki kullanımında bozukluklar olduğu (Bartolucci ve diğ., 1980; Bartolucci ve Albers, 1974; Roberts ve diğ., 2004), ve bu bozukluğun özgül dil bozukluğu olan çocuklarla benzerlikler taşıdığı görülmektedir (Roberts ve diğ., 2004). Bununla birlikte söz edilen çalışmaların bulgularının aksine Eigsti, Bennetto ve Dadlani (2007), sözel olmayan zeka yaşlarına, cinsiyetlerine ve alıcı sözcük performanslarına göre eşleştirildiklerinde gelişimsel geriliği olan çocuklarda daha fazla biçimbirim atma davranışı görüldüğünü, OSB olan çocuklar ile normal gelişen çocuklar arasında anlamlı bir farklılık olmadığını bulmuştur.

OSB olan çocukların diğer biçimbirim bilgisi hatalarına genel olarak bakıldığında, sıklıkla zamirlerde ve fiil eklerinde yanlış kullanımlar yaptıkları görülmektedir (Owens 1999). OSB olan çocuklarda görülen yanlış zamir kullanımları, dilin kullanım bilgisine ilişkin bir özellik olan sohbet sırasında dinleyici ve konuşmacı rollerinin değişmesi ile ilgili bir bozukluk olarak açıklanabilmektedir (Tager-Flusberg ve diğ., 2005).

Sözdizimi, OSB olan çocuklarda görece güçlü gelişen alanlardan biri olarak düşünülmekle beraber (McGregor ve diğ., 2012), OSB olan çocukların sözdizimi gelişiminde de sınırlılıklar yaşadıkları görülmektedir (Rapin ve Dunn, 2003). OSB olan çocuklarda yüzeysel cümle kurma, yaşa göre daha az karmaşıklıkta cümle kurma gibi sözdizimi özellikleri görülmektedir (Owens, 1999). Bu sınırlılıklar genellikle sözdizimi gelişiminde gecikme ile kendini gösterirken sözdizimi, OSB olan çocukların dil ve iletişim gelişiminde temel sorunlu alanlardan biri olarak düşünülmemektedir (Rapin ve Dunn, 2003). OSB olan çocukların sözdizimi gelişimi, genellikle genel gelişimsel düzeyleri ile ilişkili olarak yavaş gelişme gözlenen bir alandır. OSB olan çocuklarda sözdizimi gelişiminin kronolojik yaşla paralel olarak karmaşıklaşmasından söz etmek mümkün değildir. Sözdizimi daha çok gelişimsel düzeyle ilişkili görünmektedir (Tager-Flusberg ve diğ., 2005). Pierce ve Bartolucci (1977), ortalama 10 yaşlarında olan OSB olan çocukların sözdizimi yeterliliklerini sözel olmayan zeka yaşlarına göre (ortalama 6 yaş) eşleştirilmiş zihinsel engel tanılı ve normal gelişen çocuklarla karşılaştırmıştır. Araştırma sonucunda OSB olan çocukların, sözel olmayan (dile dayalı olmayan) zeka yaşlarına göre eşleştirildiği iki gruptan da daha düşük sözdizimini puanı aldıklarını bulmuşlardır. Sonuç olarak araştırmaya katılan OSB olan çocuklar, kendi sözel olmayan zeka yaşlarına göre düşük sözdizimi puanları almışlardır. Araştırmacılar, OSB olan çocukların sözdizimi ve biçimbirim kazanımlarının kurallara dayalı olduğunu fakat sözel olmayan zeka yaşlarına göre eşleştirildikleri zihinsel engelli ve normal gelişen çocuklara göre daha az karmaşık yapılar kullandıklarını öne sürmüşlerdir. Sonuç olarak OSB olan çocukların sözdizimi gelişiminde, sözel olmayan zeka yaşlarına göre eşleştirildiklerinde gelişim geriliği olan ve normal gelişen çocuklarla karşılaştırıldığında anlamlı gecikmeler bulunmaktadır (Eigsti ve diğ., 2007). Eigsti ve diğerleri (2007), çalışmalarında ortalama 5 yaşında olan OSB’li çocukların sözel olmayan zeka yaşlarına, cinsiyetlerine ve alıcı sözcük dağarcıklarına göre eşleştirildiklerinde normal gelişen çocuklara oranla ve kronolojik yaşa, cinsiyete, sözel olmayan zeka yaşına ve alıcı sözcük dağarcığına göre eşleştirildiklerinde gelişimsel geriliği olan çocuklara oranla daha az karmaşık cümle kullandıklarını bulmuşlardır. Bu bulgular sözdizimindeki gecikmenin alıcı sözcük dağarcığından bağımsız olduğunu düşündürmektedir. Araştırmacılar, bu bulgunun OSB olan çocukların sözdizimi gelişiminde normal gelişen çocuklardan farklı bir yön izlediklerini gösterebileceğini öne sürmüşlerdir. Bu bulguların aksine Weismer ve diğerleri (2011), OSB olan çocukları ifade edici sözcük dağarcığına göre eşleştirip, çocukların sözel olmayan bilişsel yeterliliklerini kontrol altına aldıklarında, cümle karmaşıklığında dil gecikmesi olan çocuklarla bir farklılık olmadığını bulmuşlardır. Bu araştırmaya katılan çocukların kronolojik yaşlarının 22-37 ay olması nedeni ile karşılaştırmada erken dönem dilbilgisel yapılar (cümle biçimleri) kullanılmıştır.

Sonuç olarak alanyazında OSB olan çocuklarda biçimbirim bilgisi gelişimine ilişkin bir bozukluk olduğunu öne süren (Bartolucci ve diğ., 1980) ve bozukluktan ziyade biçimbirimlerin kazanımında bir gecikmeden söz edilebileceğini iddia eden (Tager-Flusberg ve diğ., 1990) iki grup tartışma vardır. OSB olan çocuklarda dilin kullanım bilgisi ve anlam bilgisi bileşenleri göz önüne alındığında biçimbirim bilgisi ve sözdiziminde görece iyi bir gelişim olduğu söylenebilir. Bununla birlikte normal gelişim gösteren çocuklar göz önüne alındığında biçimbirim bilgisi gelişiminde ve özellikle sözdizimi gelişiminde gelişimsel bir gecikmeden söz edilebilir.

Kaynak: Ökcün-Akçamuş, M.Ç. (2016). Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Çocukların Sosyal İletişim Becerileri ve Dil Gelişim Özellikleri. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 17(2), 163-190. DOI: 10.21565/ozelegitimdergisi.246293

Eğitim Çocuğu Sevmekle Başlar. M. Kemal Atatürk